Dua’nın İç Görü’ye Etkisi

İç görü, psikolojide kişinin iç dünyasını, içindekini ve ruhsal evreni görme yetisidir. Kişinin kendisini, neyi ne için yaptığını, ne hissettiğini anlamasıdır iç görü. İnsanın günlük hayatında da, terapi ortamında da büyük bir öneme sahiptir. Psikolojik yardım sürecinde bireylerin iç görü kazanması, kendi gücü ve yeterliklerini fark edip yaşamında daha işlevsel olabilmesini kolaylaştırması bakımından oldukça önemli bir hedeftir.

Pozitif psikolojide iç görüyü arttırmak için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin birçoğu kişinin hayatını, duygularını, yaşadığı deneyimleri yansıtmasını sağlayarak iç görüyü arttırmayı hedefler. Bu yöntemlerden en aktif olanı ve terapistler tarafından yoğun bir şekilde tercih edileni günlük tutmaktır. Ancak salt olayların anlatıldığı bir günlükten ziyade kişinin hissettiklerini, tecrübe ettiği olayların onda uyandırdığı duygu ve düşünceleri yazdığı bir günlüktür. Günlüğe genellikle “Journalling Techniques for Mental Health” (ruh sağlığı için günlük tutma teknikleri) ismi verilir. Bu teknikte günlük dört bölüme ayrılır. Birinci bölümde günün duygu ve düşünceleri yansıtılır. Genel olarak nasıl bir gün olduğuna dair yorum yapılır. İkinci bölümde güne dair müteşekkir (thankful) olunan şeyler yazılır. Örneğin; Bugün sevildiğimi hissettiğim için müteşekkirim. Üçüncü kısımda güne dair memnun olunmayan, kurtulmayı istediğimiz şeyler yazılır ve en son kısımda ise geleceğe yönelik istekler listelenir. Zaman zaman olumlamalar da eklenebilir. Depresyon tedavisi sürecinde genellikle yalnızca müteşekkir olunan şeyler yazılır, buna da Gratitude Journal ismi verilir.

Pozitif psikolojideki iç görüyü arttırma yöntemleri, islamiyetteki dua anlayışıyla büyük oranda benzerlik gösterir. Bir noktada “dua” daha güçlüdür çünkü sunduğumuz, en kudretli olduğuna inandığımız Rabbimiz varken bu günlük yönteminde sunduğumuz ve inandığımız bir gücün mevcudiyetinden veya amacının bu olduğundan söz edemeyiz. Journaling olarak adlandırdığımız sistemde müteşekkir olduğumuz şeyleri listelerken, duada rabbimize verdiği nimetlerden dolayı hamd ederiz. Yine rabbimizden imtihan olduğumuz ve hoşnut olmadığımız meselelerden dolayı kurtuluş, ferahlık ve güç isteriz. Kurtuluşu da rabbimizin “ol” emrinde, kudretinde biliriz ve yine isteklerimizi de rabbimize sunarız. Üstelik duada yaratıcının gücüne inanmanın verdiği bir duygusal dayanıklılık ve umut vardır. Dua aynı zamanda bireyin kibirlenmesini, egosunu büyütmesini, kontrolcü ve narsistik karakter özelliklerine sahip olmasını engeller. Çünkü duada insan kendini hakikate teslim eder. Bu açıdan duanın kişinin mental sağlığına ve iç görü kazanmasına olan katkısı gözardı edilemez.


Melike Ayşe Ağırman


“Bu satırlar “Kalem Sizde” köşemiz için Melike Ayşe Ağırman tarafından kaleme alındı. Yani sizlerin kalemi , sizlerin fikirleri… Sizde yazılarınızın blog kısmımızda yayınlanmasını isterseniz “info@sakuraakademi.com” adresimize mail atabilirsiniz.